Tüm duygularımdan birden vuruldum ve tüm duygularımla vuruldum!
Yıllar geçti. İlk oyun çıktığından beri 3 yıl geçmiş sene 2016 olmuştu. Daha dün gibi hatırlıyorum o çıldırışımı. O salonda olmasam bile PSX etkinliğini uzaktan canlı izleyen biri olarak salondakilerle birlikte ben de çığlıklarımı atmıştım. O gün bir teori defteri yazmaya başlamıştım. Işıklar içinden gelen Joel'e herkes acaba öldü mü diyordu. Ellie çok daha büyümüş ve çok daha ciddiydi. İnanılmaz bir fragmandı. Ardından yeni fragmanlar gelmeye devam etti. Paris Game Week 2017'de hiç görmediğimiz bir kadının olduğu bir fragman izledik. Hikayede önemli bir yeri var gibi duruyordu.
Sonra o kara gün geldi ve tüm oyun internete sızdı. Oyunun çıkmasına haftalar vardı ama oyunun tamamı internetteydi. Bu oyunu o kadar bekliyordum ki her yerde spoiler'lar görme ihtimalini riske atmayarak oyun çıkana kadar internet kullanmayı bıraktım. Evet, bu oyun benim için o kadar önemliydi ki sadece fragmanları ve duyuruları takip edip hemen internetten çıkıyordum. Başka hiçbir şey için internete girmiyordum. Spoiler yiyemezdim! Bu sıralarda yaptığım şey ise oyunu ön siparişte almak ve oyun çıkana kadar teori defterimi doldurmaktı. Günler geçti ve sonunda oyun çıkışını yaptı ve oyunun hikayesi hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Başına oturdum ve gözümü kırpmadan tek nefeste bitirmenin hayalini kuruyordum ama sonra o olay oldu... Oyunun daha en başında Joel öldü. Ne kadar şok olduğumu size anlatamam. Göğsüme bir hançer yemiştim ve oyunu tekte bitiririm diye başına oturup, Joel'in evinde o kırmızı kutuyu açıp saati gördükten sonra artık göz yaşlarımı tutamamış ve bir hava almak için ara vermiştim. Böyle bir şeyi hiç beklemiyordum. Joel'i öldüren Abby'e aşırı kızgındım ve ondan anında en acı şekilde intikamımı almak istiyordum. Kısa bir hava aldıktan sonra oyunun başına tekrar oturup Seattle 1. güne geldiğimde ben de en az Ellie kadar yorgun ve intikam hırsıyla doluydum.
Bu oyun beni öyle duygulara sürükledi ki ben böyle bir deneyimi başka bir "şeyde" hissetmemiştim. Çok karanlık, çok cesur ve tam benim aradığım hikayeydi. Çok üzücü, nefes darlığı yaşatan sahneler vardı; dygusal ve ağlatan sahneleri de bir o kadar çoktu ve bu oyun beni oynadığım süreçte her salisesiyle diken üstünde tutmayı başardı. Ayrıca her iki oyunu da 300 saatten fazla oynayan biri olarak hala o hisleri yaşayarak oynadığımı söylemek istiyorum.
Oyunun mekanikleri, atmosferi hepsi yine dönemini aşmayı başarmış. Animasyonlar, karakterler, sinematografi..her ama her bir detay o kadar üst düzey ki gerçekten ne soracak olursanız mükemmelden aşağı kalır yanı yok! Böyle bir hikaye böyle bir oyun yok.
Neil Druckmann ve tüm Naughty Dog ekibine o kadar minnettarım ki bu oyunu bizle buluşturdukları için. Ayrıca bu oyunun benim için çok çok fazla özel yanı var. Bi örnekle buna değinmek istiyorum burada anı olarak kalsın diye. İlk oyun için yazdığım incelemeyi okuyan varsa bu oyunu babamla bir mağazada beraber bulup almıştık ve beraber deneyim etmiştik. Ben babamla yine en son bu oyunu oynadım ve oynadıktan ve oyunun çıkışından kısa bir süre sonra babamı kaybettim. Babamın hep Joel gibi bir baba olduğunu düşünürdüm ve Joel'le birlikte babamı da kalbime gömdüm. Ayrıca yakın zamanda Ellie'nin dövmesini koluma hem oyunu hem babamı hatırlatması için işlettim. Bu oyun benimle birlikte yaşayıp ölecek artık.
Dediğim gibi bu oyunda emeği geçen herkesi çok seviyorum, hepsine minnettarım! Öyle bir süreçti ki 2013'den bu yana gerçekten hayatımın bir parçası bu süreçte oluştu, benliğim şekillendi. Benim bir parçam bu oyun oldu.
Naughty Dog'un sonraki oyunu olan Intergalactic'in debir şaheser olacağına dair şüphem yok. Neil druckmann ise şimdilerde The Last of Us Part 3 hakkında ip uçları veriyor. Ne yaparsa yapsın Neil Druckmann'ın bu tutkusunun yine bir şaheser olacağına son derece eminim. Kendilerini hedef alan kitleyi zaten göze alarak oyunu yapan bu ekibin bizim gibi kitleler kazandığını gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.
Bu oyun bir başyapıttır. Tarihte adını hep altın harflerle görüyor olacağız!